Sigortacılıkta İslami prensiplere göre geliştirilen Tekâfül, yeni bir iş modeli olarak Asya ve Orta Doğu’da başta olmak üzere ülkemizde de kabul görmeye ve uygulanmaya başladı. Bu sebeple “Katılım Sigortacılığı (Tekâfül) Uyum Semineri” SHAW International organizatörlüğünde ve Oracle ve Vizyoneks sponsorluğunda 15 Eylül’de Çırağan Sarayı, Kempinski İstanbul’da düzenlendi. Geleneksel sigortacılığa ilave yeni bir iş modeli olarak öne çıkan katılım sigortacılığı alanında önde gelen uluslararası uzmanlar, bu alanda pek çok bilgi ve görüş alışverişinde bulundu.
Seminerde, “hoş geldiniz” mesajı veren SHAW International Yönetici Ortağı Aşkın Düşündere, Vizyoneks Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Şahin ve Oracle Türkiye Afrika Genel Sektör Satış Direktörü Pınar Rua Aksu katılımcılara katılım sigortacılığının dünyada ilk uygulamasının 1979 yılında başladığını, 2015 sonu itibarıyla dünyada 15 milyar dolarlık bir Tekâfül pazar büyüklüğüne erişileceğini söylediler.
Seminerin açılışını yapan T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Gökhan Karasu ise katılım sigortacılığı konusunda Hazine’nin yaklaşımını değerlendirdi. Al Baraka Bankacılık Grubu Birleşik Danışma Kurulu Başkanı ve Genel Sekreteri Allame Dr. Abdul Sattar Abou Ghuddah, Al Baraka Bankası Şer’i Denetçisi Şeyh Bilal Moulla, SHAW international Kıdemli Aktüer Danışmanı Dr. Shahid Siddiqui, İSFA Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren, ERGO Portföy Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Murat Vanlı, SHAW international Aktüeryal İş Ortağı Jabran Noor, Katılım Sigortacılığı Derneği Genel Sekreteri ve Neova Sigorta İç Denetim Müdürü Yunus Emre Gürbüz de diğer konuşmacılar arasında yer aldı.
Organizasyonun sonunda “Türkiye’de Katılım Sigortacılığının Gelişmesi İçin Temel Gereksinimler” konulu bir panel gerçekleşti. SHAW International Yönetici Ortağı Aşkın Düşündere’nin moderatörlüğünde gerçekleşen panele, Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Gökhan Karasu, Allame Dr. Abdul Settar Abou Ghudda, Neova Sigorta Genel Müdürü ve Katılım Sigortacılığı Derneği Başkanı Özgür Koç, Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, SHAW international Kıdemli Aktüer Danışmanı Sayın Shahid Sıddiki katılım sağladı. Soru-cevap şeklinde ilerleyen panelde, katılım sigortacılığının, gelişmesine yönelik farklı ülkelerdeki deneyimler, gelişmesi için temel gereksinimler ve bu sigortacılığın gelecekteki uygulamaları tartışıldı.
Karasu : Katılım sigortacılığının gelişimini önemli buluyoruz
T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Gökhan Karasu, katılım sigortacılığının geleneksel sigortadan farklı olmayan özel bir sigorta türü olduğunu bu nedenle yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmadığını söyledi. Karasu, “Bu sigortacılık türü, geleneksel sigortalarımızla aynı mevzuata tabiidir. Bu nedenle katılım sigortacılığında şirketlere özel lisans vermiyoruz. Katılım sigortacılığı iş yapış şekli olarak mütüel sigortacılığa benzese de ondan ayrışan yönleri vardır. Bu nedenle katılım sigortacılığının gelişimini önemli buluyoruz” dedi.
Karasu, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de sigortalanma oranı düşük. Sigortacılıkta yeni pencereler açmak gerekiyor. Yeni bir ürüne ihtiyaç duyuluyorsa bunun rafta kalmaması için elimizden geleni yaparız. Hazine olarak her türlü çeşitliliğe açığız. Çünkü çeşitliliği artıran piyasa, her zaman derinliği olan bir piyasa olacaktır.”
Fondaki fazlalık katılımcılara dağıtılıyor
Al Baraka Bankacılık Grubu Birleşik Danışma Kurulu Başkanı ve Genel Sekreteri Allame Dr. Abdul Sattar Abou Ghuddah, katılım sigortacılığında şirketlerin bir fon oluşturduğunu ve sigortalıların hasarının bu fondan karşılandığını kaydetti. Fonda bir artış varsa, fazlalılığın katılımcılara dağıtıldığını söyleyen Ghuddah, “Geleneksel sigortacılıkta faiz var ve faiz İslam’a uygun değil. Katılım sigortacılığı İslam dinin yasakladığı faize uzak kalıyor. Jüriler, yapılan işlemin helal olduğunu onaylıyor” diye konuştu.
Al Baraka Bankası Şer’i Denetçisi Şeyh Bilal Moulla ise şöyle konuşuyor: “Katılım sigortacılığında başlangıçta katılımcılardan belli oranda para toplanıyor. Öncelikle şirketler kendi hesabına idari masrafları için bütçe ayırır. Kalan kısım ise şirketin çeşitli yatırımlarında kullanılır. Yatırım kazançları da katılımcılar arasında paylaştırılır. Kontrolü sağlayan jüri bazen şirketin yanlış hesaplamalarının önüne geçebilir. İslam herkese hakkını son kuruşuna kadar verir. Katılım sigortacılığı da bu esasa göre çalışır.”
2016’da tekafüle 18.5 milyar dolarlık katkı bekleniyor
Geleneksel sigortacılığın İslam dinine, belirsizlik, kumar ve faiz içermesinden dolayı uygun olmadığını yineleyen SHAW international Kıdemli Aktüer Danışmanı Dr. Shahid Siddiqui da katılım sigortacılığının faiz barındırmadığını belirtti. Siddiqui, şöyle devam etti: “Bu nedenle dünyanın birçok ülkesindeki Müslümanlar bu sigorta türüne ilgi göstermeye başladı. 2014’te tekafüle 14 milyar dolarlık katkı sağlandı. Bu oranın 2016’da 18.5 milyar dolara çıkması bekleniyor. Türkiye ise 82 milyon nüfusuyla tekafül firmaları için oldukça iyi bir piyasa.” Siddiqui aynı zamanda seminerdeki katılımcılara, tekafül sigortacılığında dünyada uygulanan modellerden bahsetti.
Katılım Sigortacılığı Derneği Genel Sekreteri ve Neova Sigorta İç Denetim Müdürü Yunus Emre Gürbüz ise seminerde yaptığı konuşmada şu ifadelerde bulundu: “Katılım sigortacılığı belirsizlik, kumar ve faiz içermediği için geleneksel sigortalardan ayrılıyor. Türkiye’de katılım sigortacılığının da geleneksel sigortacılık kadar gelişmesi için yatırımlara devam edilmesi, pazarlama stratejisi oluşturulması, sistemin devamı için olmazsa olmaz denetim mekanizmaları ve dağıtım mekanizmalarının oluşturulması gerekiyor.”
Özgür Koç: Zararı katılımcı değil, sermayedarlar karşılıyor
Katılım Sigortacılığı (Tekâfül) Uyum Semineri’nin sonunda gerçekleşen “Türkiye’de Katılım Sigortacılığının Gelişmesi İçin Temel Gereksinimler” konulu panelde acenteler, sigorta ve emeklilik şirketleri, yazılım firmalarından yetkililer katılım sigortacılığı ile ilgili merak ettiklerini sorma fırsatı yakaladı.
Neova Sigorta Genel Müdürü ve Katılım Sigortacılığı Derneği Başkanı Özgür Koç, katılım sigortacılığının gelişmesinin, bu amaçla kurulan kurumların fazlalaşması ve sermaye artırması ile gerçekleşeceğini ifade etti. Katılım sigortacılığında kar-zarar durumlarında bunun sigortalıya etkilerini değerlendiren Koç, “Katılım sigortacılığında bir şirket kar elde etmişse bu karı müşteriye dağıtılabilir ya da yatırıma yönlendirilebilir. Zarar etmişse bunu sermayedarlar tarafından karşılar. Bir sonraki yıl kar edilince de sermayedarlardan zarar için alınan pay iade edilir. Yani kar olursa müşteriyle paylaşılabilir, zarar olursa bu sermayedarlar tarafından karşılanır” dedi.
Havuzdaki karın yıllık olarak değil de uzun vadede de yapılabileceğini belirten Koç, “Havuzda biriken karlar çok büyük değil. Örneğin yüzde 2’lik bir kar şu an için çok iyi bir kar. Bu nedenle biz Neova Sigorta olarak kar dağıtımın reklamını yapmıyor, müşterimizi beklenti içine sokmuyoruz” diye konuştu.